Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucu, Can Holding bünyesindeki şirketlerin suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlarından soruşturulduğu açıklandı. MASAK raporları ve mali denetimler, holding bünyesindeki şirketlere kaynağı belirsiz yüksek miktarda para girişinin yapıldığını, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılmak suretiyle izlerinin gizlenmeye çalışıldığını, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleriyle vergi yükümlülüğünün azaltıldığını ortaya koydu. Soruşturmada, Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğindeki örgütün, aynı faaliyet alanlarında çok sayıda şirket kurarak denetimi zorlaştırdığı, yönetim kurullarında değişiklikler yaparak sorumluluğu dağıttığı ve hukuki yaptırımlardan kaçmayı hedeflediği tespit edildi. Ticari faaliyeti olmayan şirketlerde yapılan nakit sermaye artırımlarının kaynağı olarak ortaklara borçlar hesabının gösterilmesi, bu borçların gerçekliği tartışmalı olması ve 7256 sayılı Varlık Barışı Kanunu'nun kötüye kullanılması da suçlamalar arasında yer alıyor. Bu işlemlerin, kanunun amacına aykırı şekilde suçtan elde edilen gelirin sisteme dahil edilmesi ve aklanması olarak değerlendirildiği belirtildi.
Can Holding'e Operasyon: 121 Şirkete El Konuldu

İçindekiler
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma sonucu, Can Holding bünyesindeki şirketlerin suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlarından soruşturulduğu açıklandı. MASAK raporları ve mali denetimler, holding bünyesindeki şirketlere kaynağı belirsiz yüksek miktarda para girişinin yapıldığını, bu paraların çeşitli şirketler arasında aktarılmak suretiyle izlerinin gizlenmeye çalışıldığını, faturasız işlemler ve sahte belge düzenlemeleriyle vergi yükümlülüğünün azaltıldığını ortaya koydu. Soruşturmada, Kemal Can ve Mehmet Şakir Can liderliğindeki örgütün, aynı faaliyet alanlarında çok sayıda şirket kurarak denetimi zorlaştırdığı, yönetim kurullarında değişiklikler yaparak sorumluluğu dağıttığı ve hukuki yaptırımlardan kaçmayı hedeflediği tespit edildi. Ticari faaliyeti olmayan şirketlerde yapılan nakit sermaye artırımlarının kaynağı olarak ortaklara borçlar hesabının gösterilmesi, bu borçların gerçekliği tartışmalı olması ve 7256 sayılı Varlık Barışı Kanunu'nun kötüye kullanılması da suçlamalar arasında yer alıyor. Bu işlemlerin, kanunun amacına aykırı şekilde suçtan elde edilen gelirin sisteme dahil edilmesi ve aklanması olarak değerlendirildiği belirtildi.